Kaza, 22 Ekim akşamı, Portakal Çiçeği Caddesi’nde meydana geldi. Üniversite imtihanına hazırlanan lise öğrencileri Mahmut Yağız Balcı ve Ada Kayahan, dershaneden çıktıktan sonra arkadaşlarıyla buluşup, yemek yedi ve meskenlerine gitmek için elektrikli skutere bindi. Balcı’nın kullandığı skutere, Muhammed Can Gülmez idaresindeki 07 BBS 63 plakalı araba çarptı. Çağırılan ambulansla özel hastaneye kaldırılan Balcı ve Kayahan, kurtarılamadı. Gözaltına alınan Gülmez ise sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı.
Muhammed Can Gülmez hakkında ‘taksirle birden fazla kişinin vefatına neden olma’ kabahatinden 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 15 yıla kadar mahpusla cezası istemiyle dava açıldı. Davanın birinci duruşmasına sanık Muhammed Can Gülmez kaldığı cezaevinden SEGBİS ile katılırken, ölen gençlerin aileleri ve taraf avukatları salonda hazır bulundu. Uzman raporunda, sanık Muhammed Can Gülmez’in 108 kilometre süratle gittiğinin tespit edildiği belirtildi.
‘PALMİYE AĞAÇLARI NEDENİYLE GÖRMEDİM’
Hakim karşısında birinci savunmasını yapan sanık Gülmez, arkadaşının otomobiliyle 78 kilometre süratle ilerlediği sırada Yağız ve Ada’nın skuter ile yola çıkmasıyla kazanın olduğunu söyledi. Muhammed Can Gülmez, Palmiye ağaçları nedeniyle arkadaşları görmedim. Olay ani geliştiği için frene bastım ve sağa hareket yapmama karşın kurtaramadım. Kendim sağlıkçıyım. 1 dakika içinde 112’yi aradım. Yaralıya müdahale etmeye çalıştım. Lakin sonuç olmadı” dedi.
‘GÖRÜR GÖRMEZ FREN YAPTIM’
Şikayetçi avukatının kaza sırasında telefonla konuşup konuşmadığını ve internetten canlı yayın yapıp yapmadığını sorması üzerine Gülmez, Benim telefonum wifi’ye bağlıydı ve müzik dinliyordum. Kaza öncesinde kız arkadaşımla görüşmüştüm, sonrasında birinci evvel 112’yi, sonra aracın sahibini, sonra babamı aradım.
İnternetim açık toplumsal medya gruplarım var. Ben görür görmez fren yaptım, direksiyonu da sağa kırdım. Facebook’ta ve Instagram’da görüntü üzere bir şey paylaşmadım. Drift yapmam. Kent dışında biraz sürat yaparım, onu da her vakit değil. Her vakit süratli araç kullanan biri değilim” dedi.
‘ACIMIZ DİNMEYECEK, ÇOCUKLARIMIZ GERİ GELMEYECEK’
Ada Kayahan’ın babası Murat Kayahan, sanıktan şikayetçi olduğunu belirterek, Sanığın toplumsal medya hesaplarında sürat ve drift manzaraları olduğunu, etiketlediği bireylerden tespit ettik. Buradan çıkacak her karar bizim acımızı dindirmeyecek, çocuklarımız geri getirmeyecek. Ülkemin yarınları, geleceği için pamuklara sararak büyüttük.
Herkesi vicdanına havale ediyorum. Öbür ailelerin yanmaması için çabamızı devam ettireceğiz. Kötülük kazanmasın. Sanığın baş sıhhati dileğini kabul etmiyorum” diye konuştu.
Gözyaşlarına hakim olamayan anne Sevim Kayahan ise sanıktan sonuna kadar şikayetçi olduğunu söyledi. Ada’nın ablası Ekin Su Kayahan ise derin bir acı içerisinde olduklarını belirterek, Tek kardeşim vardı onu da kaybettik. Şikayetçiyim” dedi.
‘BİZİM HAYATIMIZ BİTTİ’
Yağız Balcı’nın babası Ali Balcı ise sanığın en ağır cezayı almasını istediklerini söyledi. Ela Balcı ise Birileri süratli otomobil kullanacak diye bizim çocuklarımız toprak altında. Süratli otomobil kullanmak cana kastetmektir. İki hoş çocuğum toprağın altında, en ağır ceza neyse onuna cezalandırılmasını istiyoruz. Sanık eğitim hayatına devam edemediği için buhrana girdiğini söylüyor. Bizim çocuklarımız üniversiteye gidemeyecek, evlenemeyecek, çocukları olmayacak, bizim hayatımız bitti” diye konuştu.
Sanık avukatı Şali Arslan ise müvekkilinin tutuksuz yargılanmasını talep etti. Şikayetçi avukatları sanığın ‘bilinçli taksirle mevte sebebiyet verme’ cürmünden yargılanmasını istedi. Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, manzara kayıtlarının tekrar incelenerek kusur durumunun belirlenmesi için duruşmayı erteledi.
‘SONUNA KADAR GİDECEĞİZ’
Duruşma sonrası Ada ve Yağız’ın aileleri Antalya Adliyesi önünde açıklama yaptı. Sevim Kayahan, bu olayın bir kaza değil cinayet olduğunu söyleyerek, Hukuk çabamızı sonuna kadar sürdüreceğiz. Şayet o şoför 50 kilometre süratle gidiyor olsaydı çocuklarımız şu an yanımızda ve biz burada olmayacaktık. Sonuna kadar gideceğiz” sözlerini kullandı.
‘CİNAYETTEN FARKSIZ’
Yağız’ın annesi Ela Balcı da yaşanan olayın cinayetten farksız olduğunu belirterek, Birebir cinayettir, ikili cinayettir. Gencecik çocuklarımızla vedalaştık. Bu emsalsiz bir acı. Şoförün en ağır ceza neyse onunla cezalandırılmasını istiyoruz. Birileri otomobilleri süratli kullanıyor, diye gencecik çocukların hayatlarına son veremezler. Artık bir bu uyanış olsun” diye konuştu.
Ada’nın babası Murat Kayahan ise Biz çocuklarımızı kaybettik hiçbir şey onları geri getirmeyecek. Hiçbir ceza bizi asla ve asla tatmin etmeyecek. Biz istiyoruz ki diğer Adalar, diğer Yağızlar bu uğurda gitmesin. Herkes bu ülkenin kurallarına nazaran hareket etsin. Biz çocuklarımızı pamuklara sararak büyüttük. Bu insanlara sunmak için büyütmedik. Artık kötülük kazanmasın” dedi.
‘MAHKEME HEYETİ BELGEYE HAKİM’
Avukat Deniz Aksoy ise Mahkeme heyeti belgeye hakim. Sanığa sorduğu sorularla olaydaki tüm çelişkileri giderdiler. Bu olayda şuurlu taksir kararlarının uygulanacağı kanaatindeyiz. Bu belge, verilecek bir kararla trafik kazaları açısından örnek teşkil edecek. Şoför ve yayalar açısından örnek bir karar olarak herkesin trafik kurallarına uyması gerektiğini ortaya koyacak” sözlerini kullandı. (DHA)